Banka aracılığı ile ödenen kıdem tazminatının işverence geri alınması konusu, maalesef çok sık karşılaşılan olaylardan biridir. Bu durumlarda açılan davalarda ispat imkanları genellikle zayıf olmaktadır. İşverenler, çeşitli baskılar ve vaatlerle işçileri kıdem tazminatlarını geri ödemeye ikna edebilmektedirler. Bu makalede, işçilerin bu tür durumlarda nasıl hareket etmeleri gerektiği ve hukuki süreçler hakkında bilgi verilecektir.
İşverenin Kıdem Tazminatını Geri Alma Talebi ve İşçi Üzerindeki Baskı
İşverenler, “Seni işe almam, başka yerde iş bulmana engel olurum, bize güven bu paranı geri veririz, şu an nakit sıkıntımız var, bunu iade et sana her ay taksit taksit geri öderiz” gibi söylemlerle işçileri kıdem tazminatlarını geri ödemeye ikna edebilirler. İşçiye, giriş-çıkış işlemi yapılacağı belirtilerek bazı belgeler imzalatılır ve banka hesabına ödeme yapılarak işçinin bu parayı çekip iade etmesi istenir. Bu işlemler sırasında genellikle işçinin yanında bir işveren temsilcisi bulunur, bu da işçinin iradesini sakatlayan bir durumdur. Ancak ispat yükü işçinin üzerindedir.
İspat Yükü ve Hukuka Uygun Deliller
İspata elverişli ve hukuka uygun delillerin bulunması oldukça önemlidir. Örneğin, banka kamera kayıtları silinmeden önce hızlı bir şekilde karakola giderek böyle bir zorlama ve tehdide maruz kaldığınızı belirtip şikayetçi olursanız, kamera kayıtlarında işveren ya da temsilcisinin yanınızda beklediği ve parayı sizden geri aldığı anlaşılıyorsa iddianızı ispat edebilirsiniz. Ayrıca, size bu talimatın verildiği yazışmalar veya mesajlaşmalar ile bunu destekleyen işyerinden tanıklarınız varsa yine iddianızı ispat edebilirsiniz.
Banka Çalışanı ile İletişim
Parayı çektiğiniz esnada banka çalışanını uyararak, “Bu para benden zorla alınıyor” şeklinde beyanda bulunabilirsiniz. Bu durumda bankada gerekli güvenlik önlemleri alınarak işlemler durdurulabilir ve adli süreç başlatılabilir. Kıdem tazminatı adı altında yapılan ödeme işvereni bağlayıcıdır ve paranın yanlışlıkla yatırıldığı iddiasıyla geri alınması mümkün değildir.
Toplu Giriş-Çıkış İşlemleri
Genellikle bu tür olaylarda işçilere toplu giriş-çıkış işlemleri yapılmakta ve tüm işçilerin parası aynı gün yatırılıp aynı gün işçilere çektirilmektedir. Bu tür durumlarda ispat imkanı daha kolay olmaktadır. Aynı gün aynı bankadan tüm işçilerin parayı elden çekmesi, hayatın olağan akışına uygun değildir ve bu nedenle ispat daha kolaylaşır. Ancak, bu iddiayı ispat yükü yine işçidedir.
Yargıtay Kararı Örneği
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2019/4019 E., 2020/1387 K. Sayılı ve 03/02/2020 tarihli kararında, işveren tarafından işçilere toplu kıdem tazminatı ödemesi yapılması ve aynı gün bu paraların geri çekilmesi durumunda, işçilerin parayı işten çıkarılma korkusuyla geri verdikleri ve bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilmiştir. Kararda, işçilerin iddialarını ispatladıkları kabul edilmiştir.
Sonuç
İşçilerin, böyle bir olaya rıza göstermemeleri önemlidir. Çünkü hakları büyük bir riske girmekte ve genellikle bu tür davalarda ispat sorunu yaşanmakta ve birçok dava reddedilmektedir. İşçilerin, haklarını en iyi şekilde koruyabilmeleri için bu tür olaylara müsaade etmemeleri gerekmektedir.
Eğer böyle bir duruma mecbur kalınırsa, bankada işlem yapıldığı esnada parayı çekmeden önce banka memurunu uyararak paranın zorla çektirildiğini beyan etmek kurtarıcı olabilir. Bu sayede işlemler durdurulabilir ve adli süreç başlatılabilir. İşveren parayı geri aldıysa, açılacak davada ispat yükü işçinin üzerindedir. Bu nedenle, işlemler yapılmadan önce, yapıldığı esnada ve yapıldıktan sonra tüm aşamalarda hukuka uygun deliller elde etmeyi ve muhafaza etmeyi unutmayın.
Kaynaklar
- 4857 Sayılı İş Kanunu
- Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/4019 E., 2020/1387 K. Kararı
Bu makale bilgilendirme amacı taşımaktadır. Hukuki süreçler hakkında detaylı bilgi ve destek için bir avukata başvurmanız tavsiye edilir.
Bir yanıt yazın