Hizmet tespiti davası, sigortalı olarak çalışmasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilmemiş olan hizmet sürelerinin tespiti için açılan bir davadır. Bu dava, çalışanların sosyal güvenlik haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Ancak bu davaların açılmasında belirli hak düşürücü süreler bulunmaktadır. Bununla birlikte, bazı hallerde bu süreler işlemeyebilir. Bu yazımızda, Gaziantep Avukat Ali Tümbaş olarak hizmet tespiti davasında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği durumları Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay kararları ışığında inceleyeceğiz.
Hizmet Tespiti Davalarında Hak Düşürücü Süre
Hizmet tespiti davaları genellikle 5 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Bu süre, çalışanın işten ayrıldığı tarihten itibaren başlamaktadır. Ancak bu sürenin bazı durumlarda işlemeyeceği kabul edilmektedir. Bu durumlar, çalışanın bilgisi dışında SGK’ya bildirilmemesi ya da çalışanın işveren tarafından kandırılması gibi haller olabilir.
Hak Düşürücü Sürenin İşlemeyeceği Haller
- Çalışanın Bilgisi Dışında SGK’ya Bildirilmemesi: Çalışanın, işveren tarafından SGK’ya bildirilmediğini bilmemesi durumunda hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmektedir. Bu durumda, çalışanın, SGK’ya bildirilmeyen çalışma sürelerini öğrendiği tarihten itibaren 5 yıl içinde dava açması gerekmektedir.
- İşveren Tarafından Kandırılma: İşverenin, çalışana sigorta primlerinin ödendiği konusunda yanlış bilgi vermesi veya sahte evrak düzenlemesi durumunda da hak düşürücü süre işlememektedir. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2017/2192 E., 2018/4273 K. sayılı kararında, işverenin çalışana yanıltıcı bilgi vermesi nedeniyle çalışanın hizmet tespit davası açma hakkının devam ettiği belirtilmiştir.
- Sürekli ve Devamlı İşler: Sürekli ve devamlı işlerde, çalışanın işveren tarafından düzenli olarak bildirilmesi gerektiğinden, çalışanın sürekli çalıştığını ispatlaması durumunda da hak düşürücü süre işlemeyebilir. Bu durum, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da sıkça vurgulanmaktadır.
Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi Kararları
Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları, hizmet tespiti davalarında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği haller konusunda yol gösterici niteliktedir. Örneğin, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2015/3424 E., 2016/6713 K. sayılı kararında, çalışanın SGK’ya bildirilmediğini bilmediği durumlarda hak düşürücü sürenin işlemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu karar, benzer durumlarla karşılaşan çalışanlar için emsal niteliği taşımaktadır.
Aynı şekilde, Bölge Adliye Mahkemesi’nin çeşitli kararlarında da işverenin yanıltıcı bilgiler vermesi veya sahte evrak düzenlemesi durumunda hak düşürücü sürenin işlemeyeceği belirtilmiştir. Bu kararlar, hizmet tespiti davalarında çalışanların haklarının korunması açısından büyük önem arz etmektedir.
Sonuç
Hizmet tespiti davalarında hak düşürücü süreler genellikle 5 yıl olmakla birlikte, bazı hallerde bu sürenin işlemeyeceği kabul edilmektedir. Çalışanın işveren tarafından yanıltılması, çalışanın SGK’ya bildirilmediğini bilmemesi gibi durumlarda hak düşürücü süre işlememektedir. Gaziantep Avukat Ali Tümbaş olarak, bu tür durumlarla karşılaşan çalışanların haklarını korumak için hizmet tespiti davalarında yanınızdayız. Bu yazıda belirtilen bilgiler, genel bilgilendirme amaçlı olup, hizmet tespiti davalarında detaylı hukuki danışmanlık almak için bir avukata başvurmanız önemle tavsiye edilir.
Kaynaklar
- Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/2192 E., 2018/4273 K.
- Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/3424 E., 2016/6713 K.
Bir yanıt yazın