Fazla Mesai Alacaklarının Bordrolarda Sıfır (0) Olarak Gösterilmesi
Fazla mesai alacaklarının Bordroda sıfır olarak gösterilmesi halinde işçinin ne gibi hakları olduğu konusuna değineceğiz. Bunun yanı sıra fazla mesai hakkında genel bilgiler ve merak edilen diğer sorulara da cevap vermeye çalışacağız.
Fazla Çalışma (Mesai) Ücreti Nedir?
Fazla çalışma /ek mesai /fazla mesai en basit tanımıyla iş kanununun belirlediği koşul ve şartlarda haftalık 45 saati aşan çalışmalara denir. Kanundaki ibaresine bakalım ;
İş Kanunu md.63
“……Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/7 md.; Değişik cümle: 4/4/2015-6645/36 md.) Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin çalışma süresi; günde en çok yedi buçuk, haftada en çok otuz yedi buçuk saattir.
Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir. (Ek cümle: 6/5/2016- 6715/3 md.) Turizm sektöründe dört aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz; denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile altı aya kadar artırılabilir
Çalışma sürelerinin yukarıdaki esaslar çerçevesinde uygulama şekilleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir………”
Fazla Çalışma (Mesai) Ücreti Nasıl İspatlanır?
Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi, fazla çalışmasını ispat etmek zorundadır. İşçi fazla mesai iddialarını yazılı belgelerle ispat edebileceği gibi yazılı belge olmaması durumunda iddiasını belirli şartlar varsa tanık beyanlarıyla da ispat edebilir.
Yargıda istikrar kazanmış uygulamaya göre fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla mükelleftir. İşveren tarafından düzenlenen ve İşçinin imzasını taşıyan maaş bordroları sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir.
İmzalı bordrolarda tahakkuk ettirilen fazla mesai alacağının ise ödendiği kabul edilir. Bu kesin karinedir ve aksi ancak yazılı belge ile ispat edilmelidir. İşyeri kayıtları, iş yerine giriş çıkışları gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, mail yazışmaları, puantaj kayıtları vb. kayıtları ise delil niteliğindedir. Ancak buna benzer yazılı belgeler olmaması halinde tarafların tanıkların beyanları dikkate alınarak sonuca gidebileceği kabul edilir.
DİKKAT !
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa,yani bordroda mesai tahakkuku varsa ve bordro imzalı ise işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi kural olarak mümkün değildir. Ancak işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönünde ihtirazi kaydının bulunması halinde ya da ilgili bordrolar imzasız ise fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bunun aksi durumda ise yani fazla mesai tahakkuku yapılmış bordrolarda işçinin ihtirazi kayıt koymadan imzası varsa daha fazla mesai yapıldığı iddiası ancak yazılı delillerle ispatlanabilir.
Yine Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre davalının kamu kurumu olması halinde, işçi çalıştırma ve çalışma usullerinin kayıtlara dayanması gerektiği, özellikle fazla çalışma çizelgeleri, işyerine giriş çıkış kayıtları, görevlendirme yazıları ve ücret bordroları gibi yazılı delillerle ispat geçerlilik kazanır. Aksi durumda tanık beyanlarıyla sonuca gidilemeyecektir.
Tanık Beyanının Delil Değeri: Dinlenen tanıkların tarafsız olmaları gerekir. Örneğin; dinlenen tanıkların da aynı davalıya karşı davalarının olması, davacı ile menfaat birliği içinde olması ya da davalı işverenle aralarında husumet bulunması v.b durumlarda söz konusu tanıkların beyanlarına tam olarak itibar edilemez. Yine tanıkların davacıyla aynı dönemde çalışmış ve çalışma şartlarını bilen kişiler olması gerekir.
Maaş Bordrosunda Fazla Mesai 0( Sıfır ) Olarak Gözüküyorsa Durum Ne Olur ?
İşçinin maaş bordrosu imzalı olsun ya da imzasız olsun fark etmeksizin maaş bordrosunda mesai kısmı sıfır olarak gözüküyorsa bu durum işçinin lehine bir durumdur. Nitekim sıfır yazması işçinin bunu kabul ettiği şeklinde yorumlanmamakta ve ispat için tanık dahil her türlü delile itibar edilmektedir.
Nitekim YARGITAY 9. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/13171 Karar No: 2019/22452 Tarihi: 16/12/2019 sayılı kararında
“…….Davacının çalışılan süre ile ilgili ücret bordrolarının tamamı dosyaya sunulmuş olup bordroların bir kısmında fazla çalışma ücreti tahakkuku yer alsa da bazı bordrolarda fazla çalışma bölümünde “0” rakamı yazılıdır. Bu durumda fazla çalışma tahakkuku içermeyen bordro dönemleri için tanık beyanlarına göre hesaplama yapılmalıdır……..” denilerek duruma netlik kazandırılmıştır.
FAZLA MESAİ ÜCRETİ / FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ HESABI NASIL OLUR ?
Bu konuda İş Kanununda ve yönetmelikte açıklandığı üzere
“……….Fazla çalışma kanunlar yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir………”
Kişinin saatlik zamsız mesai ücreti net maaşının 225 saate bölünmesi ile bulunur. Bu çıkan tutarda 1,5 ile çarpılarak saatlik zamlı fazla mesai ücreti hesaplanır.
Örnekle açıklayalım. Diyelim ki 4.250,00 TL net maaşı olan işçi bir hafta içerisinde 9 saat mesaiye kalmış olsun. İşçinin ücreti yani 4.250,00 TL 225 rakamına bölünür. 4.250,00 TL /225 = 18,88 TL saatlik işçinin ücreti bulunur. Bu rakam zamsız rakamdır. Fazla mesai ücreti saatlik ücretin yüzde elli artırılması ile bulunduğundan bu rakam 1,5 ile çarpılır. Yani 18,88 TL x 1,5 =28,33 TL işçinin saatlik zamlı ücretidir. Örnekte bir haftada 9 saat mesai yapmış işçinin o haftaki mesai hak edişi ise 9 x 23,33 TL= 254,97 TL dir.
( bu bir örnek olup farazi rakamlar ve saatler baz alınmıştır, sizler kendi ücretinize ve çalıştığınız saatlere göre bu yöntemle hesap yapabilirsiniz )
Fazla Çalışma ile Fazla Sürelerle Çalışma Arasındaki Fark Nedir
Haftalık çalışma süresinin 45 saatin altında belirlenmesi halinde bu süreyi aşan ve 45 saate kadar yapılan çalışmalar fazla çalışma değil fazla sürelerle çalışmadır. Fazla sürelerle çalışmalarda her bir saatlik çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmi beş yükseltilmesiyle ödenir.
İşveren Hangi Şartlarda Fazla Mesai Yaptırabilir ?
1- Fazla çalışmayı gerektiren bir hal bulunmalıdır.
2- Fazla saatlerde çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.
3- Fazla çalışmanın azami süresi yılda 270 saattir.
4- İşçiye fazla çalışma yaptırılabilmesi için fazla çalışma yasaklarının bulunmaması gerekir.
270 Saat Fazla Mesai Süresi Aşılabilir Mi?
Kural olarak fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda 270 saatten fazla olamaz. Ancak işverenler tarafından bu kurala uyulmaması idari bir yaptırıma bağlanmamıştır. Yargıtay Kararları’nda 270 saatten fazla mesainin yapılması işçi için haklı fesih nedeni olarak kabul edilmektedir. İşveren içinse yıllık 270 saate kadar fazla mesainin ücrete dahil olduğuna dair sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Fazla Mesai Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
İş Kanunu’nun 32. maddesinde işçi ücretlerinin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu düzenleme altına alınmıştır.
Fazla Mesai Muvafakatnamesi Nedir?
İşçinin fazla çalışma yapması için işveren tarafından işçiye imzalatılması gereken belgedir. İşçi bu belgeyi imzalamak zorunda değildir. İşçiden bir kez yazılı onay alınması, işçinin aynı işyerinde çalıştığı süre boyunca yeterli olacaktır.
Fazla mesai hakkında genel olarak merak edilen sorulara cevap vermeye çalıştık. Faydalı olmasını ümit ediyoruz.
TC.Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
Esas : 2013/1786 Karar : 2014/34372
Karar Tarihi : 17.11.2014
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : BANAZ ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2012
NUMARASI : 2010/364-2012/515
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı İsteminin Özeti : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı işveren nezdinde 01.03.2005 tarihinde sigortasız olarak çalışmaya başladığını, işveren tarafından 10.02.2007 tarihinde sigorta bildiriminin yapıldığını, aylık 750 TL ücretle işten çıkartıldığı 04.05.2010 tarihinde kadar çalıştığını, davacının 03.05.2010 tarihinde 08.30’da Konya’ya süt götürdüğünü 04.05.2010 tarih saat 11.00’da da Konya’dan Banaz’a geldiğini bu arada hiç dinlenmediği için kısa bir süre dinlenmek istemesi üzerine dinlenmeden yeniden süt toplayarak Konya ya götürmesinin istendiğini davacının da bu şekilde çalışamayacağını üstelik aracın vizesinin süresinin geçtiğini, şehirlerarası taşıma yapmak için K-1 belgesinin bulunmadığını belirttiğinde bu şartlarda çalışacak çok kişinin bulunduğu belirtilerek 04.05.2010 tarihinde işten çıkartıldığını, kazanılmış hiçbir hakkının ödenmediğini belirterek davacının hak kazandığı 3.300 TL brüt kıdem tazminatının ve 100 TL brüt ücret ve asgari geçim indirimi alacağının iş akdinin fesih tarihi olan 04.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte, 1.400 TL brüt izin ücretinin 200 TL brüt milli-dini bayram ücretinin, 2.000 TL brüt fazla çalışma ücretinin, 1.000 TL brüt hafta tatili ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte, 1.900 TL brüt ihbar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı işverenden alınmasına karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı işverene yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; davacı vekili duruşmalardaki beyanında dava dilekçesini tekrar ettiklerini belirterek davanın kabulünü istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının görevinin … plakalı araçla 5 aracın köylerden topladığı sütleri süt fabrikasına götürmek olduğunu, kendisinin süt toplama işi yapmadığını, köylerden toplanan sütlerin saat 13.00’a kadar tanklarda soğutulduğunu, davacının işe saat 13.00’da başlayarak Banaz-Uşak arası Uşak Organize Sanayi bölgesinde bulunan fabrikaya sütleri götürdüğünü, davacının günlük çalışma saatinin
6 saati geçmediğini, fazla çalışma, hafta tatili ve milli, dini bayram taleplerini kabul etmediklerini, davacının tüm alacaklarının kendisine ödendiğini davacının 10.02.2007 tarihinde işe alındığını bu tarihten önce işe alınma durumunun söz konusu olmadığını, kendisinin işi bırakma olayının şöyle olduğunu M.. firmasının fazla gelen sütlerini Konya’daki E.. Süt Gıda Mam. San. ve Tic. A.Ş. ye göndermek istediğini bu sütlerin de S.. O.. tarafından Konya ya götürüldüğünü davacı Konya’dan döndüğünde aracın vizesinin bulunmaması nedeniyle Uşak’a giderek aracın vizesinin yaptırılmasının istendiğini davacının aracı vizeye götürmeyerek ben işi bırakıyorum diyerek aracın anahtarını üzerinde bırakarak işten ayrıldığını işi bırakacağını işverene bildirmediğini, davanın reddini istemiştir.
Yerel Mahkeme Kararının Özeti : Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz : Kararı taraflar yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
Gerekçe : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının tespit edilen hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı taraf 1.3.2005 tarihinden itibaren davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını ve fakat hizmetinin Kurum’a bildirilmediğini, çalışmaya başladığı tarihin 10.2.2007 tarihi olarak bildirilmiş olduğunu iddia etmiş; davalı işverenlik ise davacı işçinin 10.2.2007 tarihinde işe girdiğini savunmuştur. Mahkemece celp edilen hizmet cetvelinin incelenmesinden davacının 10.2.2007 tarihinde davalı işverenlik nezdinde çalışmaya başladığının bildirildiği görülmektedir.
Davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde başka bir işyerinde çalışmasının gözükmediği, davacının çalışmasına ilişkin tanıklık yapan kişilerin beyanlarının iddiayı teyit ettiği, gerekirse bu tanıkların çalışmasına ilişkin belgeler getirtilerek davacının hizmet süresinin oluşacak sonuca göre belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
3- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda davalı tarafça dosyaya sunulan ücret bordrolarının incelenmesinden fazla mesai alacaklarının bordrolarda sıfır (0) olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, fazla mesai alacaklarının bordrolarda sıfır (0) olarak gösterilmesi, herhangi bir tahakkuk ve ödeme içermemesi halinde davacı işçi, bu alacaklarla ilgili çalışmasını ispatlaması durumunda fazla çalışma alacağına hak kazanır. Bu nedenle dosyadaki tüm tanık beyanları bir değerlendirmeye tabi tutularak fazla çalışma alacağının hüküm altına alınması gerekirken, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç :
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın