İşveren ile iş sözleşmesi yapmış olan her işçinin hizmetleri , işveren tarafından SGK’ya bildirilmesi zorunludur. İşçi, işyerinde 1 gün veya 4- 5 saat gibi az bir zaman diliminde çalışmış olsa bile bu hizmetin işverence SGK ya bildirilmesi gerekmektedir. Ayrıca işçinin, işveren ile yazılı iş sözleşmesi yapmasına gerek yoktur, sözlü olan iş sözleşmesi de aynı hükümleri doğurmaktadır.
Uygulamada ise “deneme süresi içerisinde SGK yapılmaz” gibi yanlış bilgiler türetilmiştir. Halbuki deneme süresi konusu İş Hukukunu ilgilendirmekte, SGK hizmeti ise Sosyal Güvenlik Hukukunu ilgilendirmektedir.
Örnekle açıklamak gerekirse, 1 ay çalışan işçinin iş akdi deneme süresi içerisinde feshedilirse işveren, ihbar tazminatı ödemez fakat sigortasını yapmak zorundadır. İşçinin, 1 aylık çalışmasında Sgk ödenmesi halinde işçi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarından yararlanabilecektir. Bu durum özellikle kısa vadeli sigorta kolu olan iş kazalarında çok fazla önem arz etmektedir.
Örnek vererek açıklamak gerekir ise ;
işçi Mehmet , işveren ile sözlü olarak iş konusunda anlaşmış ve saat 09:00 da işe başlamıştır. Mehmet işe başladıktan yaklaşık 2 saat sonra işyerinde bulunan demir borular üzerine devrilmiş ve Mehmet ağır olarak yaralanmıştır. Mehmet bu ağır travmayı uzun bir süre atlatamamış ve sonucunda ayağının ezilmesi ile bir bacağı diz altından kesilmiştir. Sigortası yatırılmayan Mehmet, hem hastalık sigortasından hem de iş kazası sigorta kolundan faydalanamayacaktır. Mehmet’in hem ailesini hem de kendisini artık maddi ve manevi olarak çok zor günler beklemektedir.
Peki Mehmet, hiç kimseye muhtaç olmadan nasıl sağlık güvencesinden yararlanacak, iş kazasından dolayı sürekli iş göremezlik ödeneği nasıl alacaktır?
Öncelikle kaza geçiren Mehmet, hastaneye getirildikten hemen sonra yakınları tarafından hastane polisine başvurarak Mehmet’in kazasını iş kazası olarak olayı bildirmeleri gerekmektedir. Bu bildirimle birlikte iş kazasının oluğu ilçenin bağlı bulunduğu Cumhuriyet Savcılığı ve kolluk kuvvetlerini harekete geçirip kaza yerinde olay yeri inceleme yaptırmaları gerekir.
Olay yeri tespitleri süre geçirmeksizin yapılırsa işverenin kusuru olup olmadığı daha kolay ortaya çıkacaktır. Ayrıca olayı gören ve aynı zamanda işçi olan tanıklar var ise mutlaka bu kişilerin tanık olarak ifadeleri, kolluk tarafından alınması gerekmektedir. Mahkeme aşamasında ise bu şahitlerin psikolojik baskı sonucu davaya tanık olarak gelmekten çekineceği her zaman düşünülmelidir.
Ayrıca Mehmet’in sorumlu olan doktoruna olayın iş kazası olduğunu ve sağlık raporlarının İş Kazası olarak tutulması gerektiği ısrarla bildirilmesi gereklidir. Kişinin sigortasız olması, iş kazası durumu değiştirmez. Mehmet ve yakınlarının yukarıda belirtilen olayları yaptığı takdirde Mahkeme ve SGK’ya başvurmak için ellerinde çok ciddi deliller olacaktır.
Eğer işveren, Mehmet’i sigortasız olsa dahi SGK ya olayı iş kazası olarak bildirmediği takdirde ileride çok ciddi sorunlar ile karşı karşıya kalacaktır. Mehmet, 10 yıl süre ile işverene dava açmaya hakkı olacağından işveren, 10 yıl boyunca tedirgin şekilde yaşayacaktır. Mehmet, Savcılık şikayetinden vazgeçmiş olsa dahi İş Kazası için tespit davası açarak sosyal güvenlik haklarından yararlanabilecektir.
Sigortasız iş kazası geçiren Mehmet, elindeki delillerle birlikte öncelikli olarak bağlı bulunduğu Çalışma Bölge Müdürlüğüne giderek iş kazası hakkında idari inceleme talebinde bulunması gereklidir. Bu teftişin sonucunu beklemeden Mehmet, iş kazasının olduğu İş Mahkemesinde işveren ve SGK’yı husumet gösterip İŞ KAZASI TESPİT DAVASI AÇMALIDIR.
Bu davayı kazanan Mehmet, sosyal güvenlik kurumunun verdiği tüm haklardan yaralanabilecektir. Mehmet’in sakat kalması sonucu, Mehmet’e Sgk’nin İş kazası sigorta kolundan aylık gelir bağlanacağı gibi Mehmet’in, kusurlu olan işverene maddi ve manevi tazminat davası açmaya hakkı bulunmaktadır. Sigortasız şekilde iş kazası geçiren işçi, direk olarak işverene maddi ve manevi tazminat davası açmış ise Mahkeme, işçiye iş kazası tespit davası açması konusunda önel vererek tespit davasının sonucuna göre davayı bekletici mesele yapmak durumundadır. Yargıtay’ın görüşleri de bu doğrultudadır.
Uygulamada ise işçiler, iş kazası sonrası işverenin uçuk vaatleri ile kandırılmakta ve gerekli olan yasal işlemleri yetkililere yaptırmamaktadırlar. İlerleyen zamanlarda işçiler, işverenin vermiş olduğu vaatlerin gerçek olmadığını gördüğünde hemen Mahkemeye koşmaktadırlar. Halbuki sigortasız iş kazası sonucu sakat kalan işçiye, devlet ölene kadar gelir bağlamakta ve emeklilik işlemlerini daha kolay şartlara bağlamaktadır. Burada iş kazası geçiren işçilere önerimiz, işverenin vaatlerini değil devletin sağlamış olduğu garanti olan sosyal güvenceleri tercih etmesidir.
Milliyt’in haberi Av.Suat Yurdsevn yazısından..
Bir yanıt yazın