Tebliğ imkansızlığı, hukuki süreçlerin önemli bir parçasıdır ve taraflara yapılan bildirimlerin başarıyla ulaştırılamaması durumunda ne yapılması gerektiğini belirler. Tebliğ, dava sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için kritik öneme sahiptir. Bu makalede, tebliğ imkansızlığı durumunda yapılması gerekenler hakkında detaylı bilgiler verecek, Yargıtay kararları ile desteklenmiş örnekler sunacağız.
Tebliğ İmkansızlığı Nedir?
Tebliğ imkansızlığı, taraflardan birine yapılan bildirimin çeşitli nedenlerle ulaştırılamaması durumunu ifade eder. Bu durum, adresin yanlış olması, kişinin taşınmış olması veya bilinmeyen bir yerde bulunması gibi sebeplerle ortaya çıkabilir.
Tebliğ İmkansızlığı Durumunda İzlenecek Adımlar
- Yeni Adresin Tespiti: İlk adım olarak, tebliğin yapılacağı kişinin yeni adresinin tespit edilmesi gerekir. Bunun için, adres araştırması yapılabilir veya ilgili kurum ve kuruluşlardan bilgi talep edilebilir.
- İlanen Tebliğ: Adres tespiti mümkün olmuyorsa, tebligatın ilan yoluyla yapılması gündeme gelir. İlanen tebliğ, mahalli gazetelerde veya Türkiye genelinde yayın yapan gazetelerde yapılabilir. İlanen tebliğ usulü, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28. maddesinde düzenlenmiştir.
- Elektronik Tebligat: Elektronik tebligat, günümüzde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) sistemi üzerinden yapılan tebligatlar, hukuki geçerliliğe sahiptir ve kişiye ulaştırılması daha kolaydır.
Yargıtay Kararları ile Örnekler
- Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2015/15670 E., 2016/14199 K.: Bu kararda, adresin tespit edilememesi durumunda ilanen tebliğ yoluna başvurulmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Tebliğ imkansızlığı halinde ilan yoluyla yapılan tebligatın geçerli olduğu belirtilmiştir.
- Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2016/4257 E., 2017/1984 K.: Elektronik tebligatın usulüne uygun yapılmaması durumunda tebliğ işleminin geçersiz sayılacağına karar verilmiştir. Bu nedenle, elektronik tebligat yapılırken tüm yasal prosedürlere dikkat edilmesi gerekmektedir.
Sonuç
Tebliğ imkansızlığı halinde yapılması gerekenler, adres tespiti, ilanen tebliğ ve elektronik tebligat yöntemlerinin doğru bir şekilde uygulanmasını gerektirir. Yargıtay kararları, bu süreçlerin nasıl işletileceği konusunda önemli yol göstericiler sunmaktadır. Gaziantep avukat olarak, müvekkillerimize tebliğ işlemlerinde en doğru ve yasal yolları izlemelerini tavsiye ediyoruz.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi Karar Özeti
Esas: 2018/2871
Karar: 2020/302
Karar Tarihi: 16.01.2020
Mahkemesi: Ağır Ceza Mahkemesi
Suç: Resmi belgede sahtecilik
Hüküm: Mahkumiyet
Özet:
Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 16.01.2020 tarihli kararında, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30. maddesi hükümlerine göre tebliğ işlemlerinin nasıl yapılması gerektiği detaylandırılmıştır. Kararda, tebliğ memurunun tebliğ imkansızlığı durumunda yapması gereken işlemler ve bu işlemlerin belgelendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Özellikle tebliğ imkansızlığı halinde muhtar veya ihtiyar heyeti üyeleri gibi kişilere tebliğ yapılması ve bu durumun tebliğ mazbatasına yazılması gerektiği belirtilmiştir.
Kararın detayları:
- Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina durumlarında tebliğ memurunun izlemesi gereken adımlar açıklanmıştır.
- Tebliğ memurunun, adreste bulunmama veya tebellüğden imtina durumunda ilgili kişilere sorularak ve imza alınarak işlemleri belgelemesi gerekmektedir.
- Belgeleme işlemi yapılmadan yapılan tebliğlerin geçersiz olduğu ve hukuki sonuç doğuramayacağı belirtilmiştir.
- Somut olayda, tebligat belgelerinde adreste bulunmama sebeplerinin belirtilmemesi nedeniyle yapılan tebliğlerin usulsüz olduğuna karar verilmiştir.
- Sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabul edilerek yapılan incelemede, suçun zamanaşımı süresinin dolduğu tespit edilmiştir.
- Bu nedenle, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir.
Bu karar, tebliğ işlemlerinin usulüne uygun yapılmasının ve belgelendirilmesinin önemini vurgulamaktadır.
Bir yanıt yazın