Örnek İcra Hukuk Mahkemesi Kararı
HAGB KARARINDAKİ VEKALET ÜCRETİ İCRA TAKİBİNE KONULABİLİR
T.C.
UŞAK İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
ESAS NO : 2017/139
KARAR NO : 2017/135
İcra Dosya No: Uşak 3. İcra Müdürlüğü 2017/908 Esas
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Şikayet (Takibin İptali)
DAVA TARİHİ : 16/03/2017
KARAR TARİHİ : 03/04/2017
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 03/04/2017
Mahkememizde görülmekte bulunan Şikayet (Takibin İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dilekçesi ile müvekkili aleyhine Uşak 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/908 esas sayılı dosyasında Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/127 esas 2016/289 karar sayılı ilamına dayalı olarak ilamlı icra takibi yapıldığını, dayanak ilamda mahkumiyet kararı verilmediğini, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, CMK 231/5. maddesine göre hüküm hukuki sonuç doğurmayacağına göre ferilerinin de hukuki sonuç doğuramayacağını, karar kesinleşmediğinden infaz kabiliyeti bulunmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Uşak 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/908 esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; alacaklı ………… tarafından borçlu …………… aleyhine Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/11/2016 tarih ve 2016/127 esas 2016/289 karar sayılı ilamında yazılı 3.600,00 TL vekalet ücretinin 28,41 TL faizi ile tahsili amacıyla 07/03/2017 tarihinde ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Takip dayanağı ilam ve eklerinin incelemesinde borçlu sanık hakkında yapılan yargılama sonucu üzerine atılı suçlardan ceza verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 3.600,00 TL vekalet ücretinin sanık Melike’den alınarak katılana (………) verilmesine karar verildiği, kararın 02/02/2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı mahkememizce değerlendirildiğinde;
Müşteki/borçlu vekili mahkememize başvurusunda dayanak ilamda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, CMK 231/5. maddesine göre hükmün ferileri ile birlikte hukuki sonuç doğuramayacağını, karar kesinleşmediğinden infaz kabiliyeti bulunmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4. Maddesinde “Mahkûmiyet hükümleri kesinleşmedikçe infaz olunamaz.” Bu düzenlemeye göre mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımlarının ilamlı takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmektedir.
Somut olayda takip dayanağı ilam sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmününün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olup;
CMK’nın 231. Maddesinin 5. Fıkrasının son cümlesinde “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Yine CMK’nın 231. Maddesinin 10 ve 11 fıkraları da;
“(10) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.
(11)Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
CMK’nın 231. Maddesinin 5. Fıkrasının son cümlesindeki düzenleme sanık hakkında verilen hüküm yönünden geçerli olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı takipten önce 02/02/2017 tarihinde kesinleşmiş olduğundan kararda katılan lehine hükmedilen vekalet ücretinin tahsilini engelleyen bir kanuni düzenleme bulunmadığı gibi bu amaçla yapılan ilamlı icra takibinde de usul ve kanuna aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle şikayetin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Şikayetin REDDİNE,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansının harcama yapılan kısmı düşüldükten sonra kalan miktarın talep halinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu takip miktarı İİK 363/1. Maddesinde yazılı 7.260,00 TL altında olduğundan kanun yolu kapalı olmakla KESİN OLARAK karar verildi.03/04/2017
Örnek Yargıtay Hukuk Dairesi Kararı
T.C.
YARGITAY
8.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2012/13031
KARAR NO: 2012/11753
KARAR TARİHİ: 04.12.2012
(5271 S. K. m. 231) (1136 S. K. m. 164) (2004 S. K. m. 363, 365, 366)
ÖZET: Somut olayda, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu hükümlü hakkında kurulan ceza hükmüne ilişkin olup sadece ceza hükmünü kapsamına almaktadır. Hüküm usulünce kesinleşmiş olup kesinleşen bu hükümde geçen yargılama gideri ve bu arada katılan lehine hüküm altına alınan vekalet ücretinin tahsiline yasal bir engel bulunmamaktadır. Zira ortada yargılama gideri ve vekalet ücreti ile ilgili kesinleşmiş bir karar bulunmaktadır.
Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
SONUÇ: İlk karar İİK.nun 363. maddesi gereğince temyizi kabil olmayan bir karardır. Bu nedenle temyiz isteğinin reddine ilişkin son karar İİK.nun 365 ve HUMK.nun 432. maddeleri gereği yasaya uygun bulunmakla ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL onama harcı temyiz edenden alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 04.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Örnek Yargıtay Ceza Dairesi Kararı
Hagb Kararının Kesinleşmesiyle Vekalet Ücretinin İcra Edilebilir
Özet : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik mahkeme kararına, vekalet ücretinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yeniden ele alınıp yeniden hüküm verilmesi halinde icra edilebilir olduğuna karar verilmesinin CMK 325/1-2’ye aykırı olduğu.
Yargıtay
18. Ceza Dairesi
Esas : 2019/3550
Karar : 2019/11227
Karar Tarihi : 26/06/2019
“İçtihat Metni”
KARAR
Hakaret suçundan sanık …’ün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1 ve 62. maddesi uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden takdiren 2.180,00 Türk lirası vekâlet ücretinin sanıktan tahsil edilerek katılana verilmesine ancak bu hükmün, deneme süresi içinde suç işlenip hükmün açıklanması hâlinde icra edilebilir olduğuna dair İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2018/83 esas, 2018/563 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/11/2018 tarihli ve 2018/1435 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre; İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesince hükmün açıklanmasının geri bırakılması üzerine katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmişse de bu hükmün, deneme süresinde suç işlenmesini hâlinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yeniden ele alınıp hüküm verilmesi halinde icra edilebilir olduğuna karar verildiği, ancak 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 325/2. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hâlinde vekâlet ücretini de kapsayan yargılama giderlerinin sanığa yükleneceğine ilişkin kural ile vekâlet ücreti ile diğer yargılama giderleri yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının mahkûmiyet kararı gibi değerlendirildiği ve hükmedilen vekâlet ücretinin tahsilini engelleyen bir hükmün bulunmadığı gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme : 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnadedilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup “İtiraz olunabilecek kararlar” başlıklı 267. maddesinde; “Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet Savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet Savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, O Yer Cumhuriyet Savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet Savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK’nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu‘nun 168. maddesinin 1. fıkrasında “Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler.” 2. fıkrasında “Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir.” hükümlerine yer verilmiş,
5271 sayılı CMK’nın 324. maddesinin 1. fıkrasında “Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.” 2. fıkrasında, “Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 325. maddesinde;
“(1) Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir.
(2) (Değişik fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.27.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
İncelenen somut olayda; katılan vekilinin yönelik itirazının, itirazı inceleyen mercii tarafından CMK’nın 325/2. maddesinin yollaması ile 325/1. maddesi gereğince kabul edilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/11/2018 tarihli ve 2018/1435 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
5/5
Konuya ilişkin arama detayları:
- hagb vekalet ücreti,
- hagb de vekalet ücreti,
- hagb kararında vekalet ücreti,
- hükmün açıklanmasının geri bırakılması vekalet ücreti,
- hagb katılan lehine vekalet ücreti,
- hagb karşı vekalet ücreti,
- hagb vekalet ücreti icraya konulabilir mı,
- hagb halinde katılan lehine vekalet ücreti,
- hagb kararı vekalet ücreti icra takibi,
hagb vekalet ücreti itiraz.