MİRAS HUKUKU AVUKATI
MİRAS HUKUKU
Bir gerçek kişinin ölümü veya gaipliğine karar verilmesi durumunda, ölenin mirasının kimlere, ne oranda ve nasıl intikal edeceğini düzenleyen hukuk kurallarından meydana gelen özel hukuk dalıdır.
Yasal Mirasçılık ve İradi Mirasçılık olmak üzere 2 türlü mirasçılık vardır. Miras hukuku alanında çalışma yapan avukata da miras hukuku avukatı denilmektedir.
Miras hukuku ölen kişiye ait taşınır ve taşınmaz mallarını inceler. Miras davaları akrabalar arasında görülmektedir. Çünkü ölen kişinin mirasında hak sahibi olan kişiler yine o kişinin akrabalarıdır. Mirasın nasıl paylaştırılması gerektiği kanunda kesin olarak belirtilmiştir. Eğer ki miras paylaşımında kanun kurallarına bir aykırılık söz konusu olursa bu durumda en iyi miras avukatı ile anlaşıp görüşmeniz gerekecektir.
Gaziantep miras avukatı bakımından yoğun ve yeterince büyük bir şehirdir. Bu nedenle kişiler miras avukatını iyi araştırmalı, uzman bir miras avukatı olduğundan emin olmalı ve en önemlisi ise güvenmelidir.
Miras Hukuku Avukatını Nasıl Bulabilirim?
Miras Hukuku ve avukatlığı uzmanlık gerektiren kendisine has bir alandır. Dolayısı ile bu alanda gerçekleşen hadiselerin uzman ve profesyonel bir avukat tarafından çözülmesi kişinin herhangi bir hak kaybına uğramasını engelleyecektir.
Günümüzde artan miras avukatı sayısı ve güven sarsıcı davranışlarda bulunan avukatlar nedeniyle çeşitli hak kayıpları yaşanmaktadır. Bu bağlamda miras avukatının yapacağı en ufak bir usul hatası dahi telafisi güç zararlara yol açabilmektedir. Çünkü bir avukat davanın genel seyrini olumlu veya olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle mevcut davanın hatasız ilerlemesi önem arz eder.
Miras avukatının dinamik ve ilgili olması çok önemlidir
Miras Hukukunda Veraset İlamı
Miras devrinin yapılması için ilk ilam olarak belirlenen işlem ise veraset ilamıdır. Bu ilam ile danışman avukatlarınızın yardımıyla Sulh Hukuk mahkemelerine başvuru yapacaksınız. Mahkemece açılan davada ise veraset ilamı görüşülecektir. Yeni kanun gereğinde gerçekleşen tüm veraset usullerinin noterden onay alması gerekir. İkinci yol ise ekonomik ve hızlı bir çözüm olarak karşımıza çıkacaktır. Önceden bu işlemin hem zaman hem de maliyet fazlalığı olarak karşımıza çıkması noter ile çözüme kavuşmuştur.
Noter tarafından düzenlenen belge ile yanlışlık olup olmadığı konusu görüşülecektir. Noterde yaşanan herhangi bir sorun veya yanlışlık itirazını yine Sulh Hukuk Mahkemelerine başvuru yaparak düzeltilmesini talep edebilirsiniz.
Avukatlık Ofisimizin Miras Hukuku Alanındaki Hizmetleri
- Vasiyetname düzenlemek,
- mirasçı atama sözleşmesi düzenlemek,
- Ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlemek,
- Veraset belgesi çıkartmak,
- Miras paylaşımı,
- Terekenin tespiti ve defter tanzimi davaları,
- Vasiyetname tanzimi,
- Vasiyetnamenin iptali,
- Miras taksim sözleşmeleri,
- Terekenin taksimi davası,
- Muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davalar,
- Tenkis davaları,
- Miras sebebiyle istihkak davaları,
- Miras özgülemek suretiyle vakıf kurma işlem ve davası,
- Miras hukuku danışmalığı,
- Veraset Davası ( veraset ilamı almak,
- Veraset belgesinin iptali),
- Vasiyet alacaklısı sıfatıyla miras davası,
- Mirasın reddine dair davalar,
- Miras ortaklığından kaynaklı İzaleyi şüyu davaları,
- Miras sözleşmesinden doğan davalar,
- Tenkis davası,
- Muvazaalı miras işlemlerine karşı iptal davası,
- Miras sebebiyle istihkak davası… gibi konularda hizmet sunmaktayız.
Vasiyetname Nasıl Düzenlenir?
Vasiyetname, resmi memur (noter, hakim vs.) huzurunda yapılabileceği gibi miras bırakanın kendi el yazısı ile veya koşulları varsa sözlü beyan yolu ile de geçerli bir şekilde yapılabilir.
Miras Hukukunda Medeni Kanun’da düzenlenen 3 adet vasiyetname çeşidi vardır:
- Resmi Vasiyetname,
- El Yazılı Vasiyetname ve
- Sözlü Vasiyetname olmak üzere 3 çeşittir.
Miras Hukukunda Bilinmesi Gerekenler
Veraset ilamı için sizlere hem hak sahibi olmak hem de hak organlarını belirlemek açısından tereke üzerinden bir işlem yapma yetkisi söz konusu olacaktır.
Bunun için veraset ve intikal vergisi ödeme noktası geçerlilik kazanacaktır. Bu verginin miras kalan kişi tarafından ödenmesi veya kalan mallar üzerinden yüzde 15 oranında ödenmesi gerekir. Hak oranları ise yine kişilerin belirtilmesi üzerine kanunla düzenlenmiştir.
Miras hukuku dâhilinde gerçekleşen kanuni mirasçılık ve atanmışlık yetkisi noktasında kendi içinde bölümlere ayırılacaktır. Bunlar hakkında ise gerçek düzenleme yine miras hukuk alanında gerçekleşmiş ve düzenlenmiştir. Velayetname veya ölüme bağlı olan tasarruf işlemleri adı altında ikiye ayrılan bu noktada ise yine ölüme bağlı olan tasarruflar konusunda bu paraya dokunulması noktası yasaklanmıştır.
Evlatlıktan Reddedilme Nasıl Yapılır?
Evlatlıktan reddedilme davası ile evlat, mirasa dair tüm haklarını kaybedecektir.
TMK 511. maddesinde bu konuyla ilgili kesin ifadeler yer alır. Mirastan çıkarılan kişi, mirastan tekrar pay alabilmesi için tenkis davası da açamaz. Evlat, ebeveynden önce ölmüş gibi davranılır.
Bazı durumlarda mirasın bir kısmı reddedilen evlada bırakılabilir. Ancak bunun için mirasçılıktan çıkarma davasında kesin bir hüküm verilmiş olmalıdır. Dava ardından ebeveyn herhangi bir hukuki davranışta bulunmadığı sürece karar bu şekilde devam eder.
Mirastan sadece evlat değil, evladın eşi ve altsoyu da çıkartılır. Ancak bazı mahkeme kararlarında alt soy bu durumdan etkilenmez.
Saklı payı bulunur. Reddedilen evladın altsoyu, saklı payı için mahkemeye başvurabilir.
Miras Hukukunda Kanunu Mirasçıların Payı Meselesi
Medeni kanunla düzenlenmiş olan ve ölen kişinin hemen ardından yapılan miras paylaşımı noktasında torunları ve devamı olan zümre mirasçıları noktası vardır.
Bunlar için oluşturulan zümre sisteminde birinci ve ikincilik esası alınacaktır. İlk olarak en yıkın olan ve alt soyu olan kısımlar önemlidir. Çocuklar, torunlar, torunların çocukları, çocukluların torunları ve devamı olarak devam eden noktalardır.
Miras bırakının alt soyu her zaman 1. Zümreyi oluşturur. Bu kısım ise üst soylar olarak bilinen miras bırakana da yakınlık derecesi de ortaya konacak olan kanunla düzenlenmiş olan alanlardır. Miras bırakan açısından diğer zümre ise 2. Zümre olarak belirlenir. Bu noktada ise birinci sırayı kendi anne ve babası, yeğenleri, bunların çocuk ve torunları ile devamı alacaktır. 3. Zümre olarak belirlenen bir noktada vardır. Burada ise önemli olan büyükanne ve büyük babaları ile bunların çocuklarından oluşan kısımlar, amca dayı hala teyze ve kuzen kısımları bu noktada etkili olan adımlardır.
Son zümre olan 4. Zümre ise büyük ana ve babalar ile büyük ananın ana ve babaları olarak belirlenmiştir. Alt soy olarak nitelenen bu kısımda belirli düzenlemeler vardır. Kesin olarak son zümre olan 4. Zümreye kanunla ilgili olarak miras hakkı tanınmayarak geri çekilmiştir. Gaziantep Avukat
Miras Hukukunda Miras Oranları
Ölen kişinin ardından 4 kişiden oluşan bir ailede eşe 1/4 oranında bir düzenleme getirilmiştir. Geri kalan çocuklardan ise orana katılanlar arasında her biri için mutlaka 3/8 pay bırakılması karar kılınmıştır.
Aynı şeklide evli olan ve karısından çocuğu olmayan kişinin eğer iki kardeşi varsa burada eş yarı oranda bir pay alır. Geri kalan kısım ise iki kardeş arasında pay edilerek bölüşür. Kişinin eğer eşinden başka tek yakını dayısı olarak belirlenmiş ise bu konuda sistem gereğince eşinin herhangi bir pay alması durumu söz konusu değildir. Burada tam olarak eş birinci zümre olduğu için tüm miras karısına kalacaktır.
Pay sahibi olma konusunda kanunda açık olarak 1. Zümre olan karısının 4. Zümre olan dayısı ile eş değer olmadığı görülen ayrımlar arasında olacaktır. Gaziantep miras avukatı
Güncel Yargıtay Kararları
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2009/16930 Esas, 2010/2852 karar
sayılı kararında: ‘’Davacılar, dava dilekçesinde; açıkladıkları sebeple, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini, mümkün olmadığında mahfuz hisseleri oranında tenkis talep etmişlerdir. Mahkemece, vasiyetnamenin iptali talebi reddedildiğinden bahisle tenkis talebine ilişkin dava tefrik edilmiştir. Oysa terditli olarak açılan ve aynı dilekçe ile dava konusu edilen tenkis isteminin iş bu davada bakılıp sonuçlandırılması gerekir. Zira, tenkis davasının tefrik edilmesi ve ayrı bir esasa kaydı davayı uzatacağından; usul ekonomisine aykırılık oluşturur. Bu nedenle, mahkemece verilen tefrik kararı da usul ve yasaya aykırı olup, doğru değildir.’’ Denilmiştir.
Yargıtay 7.12.1955 tarihli içtihadı birleştirme kararında
İptal davası kime karşı açılmışsa sadece ona karşı hükümsüz olur.” denilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2004/2862 Esas ve 2004/4336 Karar
Sayılı Kararında : ‘’Vasiyetname yapılırken murisin ehliyetinin bulunmadığı da ileri sürülerek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi istenilmiştir. Vasiyetname yapılırken Sağlık Ocağından ehil olduğunu gösteren rapor alınmışsa da, dinlenen davacı tanıkları vasiyetnamenin yapıldığı sırada murisin temyiz kabiliyetinin bulunmadığını ifade etmişlerdir. Vasiyetnamenin yapıldığı anda muris 76 yaşındadır. Tanık sözleri ve dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek vasiyetin yapıldığı anda murisin ehliyetinin olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir’’ denilmiştir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2002/4742 Esas ve 2002/5498 Karar
sayılı kararında: ‘’Birleştirilerek görülen davalardan ilkinde davacılar; muris tarafından davalı lehine yapılan vasiyetnamenin iptali olmazsa tenkis, öteki 1999/137 esas sayılı dosyada ise, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak iptal ve tescil istemişlerdir. Mahkemece bir süre birleştirme hususu, usul yasasına uygun kabul edilmiş ve bu doğrultuda işin esasının incelenmesine başlanmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, davaların nitelikleri ve ileri sürülen iddiaların içerikleri dikkate alındığında, birleştirmenin usule aykırı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Esasen miras bırakanın sağlığında yaptığı vasiyetnamenin akıbetini belli etme ve tapudaki temliki işleme etkisini ortaya koyma yönünden, davaların birleştirilerek görülmesinde ve sağlıklı bir çözüme ulaşılmasında hukuki yarar vardır. Hal böyle olunca, davaların ayrılması (tefrik) kararından vazgeçilerek (rucu edilerek) birleştirilmiş şekli ile esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Bilindiği üzere usule ilişkin düzenlemeler, kamu düzeniyle doğrudan bağlantılı olup, uygulamanın her aşamasında (temyiz aşaması dâhil) resen gözetilmesi zorunlu kurallardır ‘’ denilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2009/9105 Esas 2009/10585 Karar
sayılı kararında : ‘’Kural olarak, ölüme bağlı tasarrufun iptali davasını mirasçıların birlikte açma zorunluluğu bulunmamaktadır (TMK. md.558). Diğer bir ifade ile her bir mirasçı kendi yönünden tek başına vasiyetnamenin iptalini isteyebilir. Bu durumda iptal davasını açmayan mirasçılar yönünden, vasiyetname, geçerliliğini korur. Bir kısım mirasçının açtığı vasiyetnamenin iptali davasında, diğer mirasçıları da kapsayacak içerikte iptal hükmünün kurulması doğru olmadığı gibi bu şekildeki bir karar davanın tarafı olmayan kişiler yönünden bağlayıcı bir sonuç ta doğurmaz (bkz. Yargıtay 2.H.D.20.03.2001 gün ve 551 E. 4158 K. sayılı ilamı). Sonuç itibari ile; ölüme bağlı tasarrufun iptaline yönelik karar, ancak, davanın tarafları yönünden hukuki etki gösterir.’’ denilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1990/2-346 Esas, 1990/586 karar
sayılı Kararında : ‘’Vasiyetnamenin yorumunda gözönünde bulundurulması gereken kurallardan biri; ölüme bağlı tasarrufun geçerliliğini üstün tutan Favor Testemanti prensibi, diğeri de yorumun kanuni mirasçılık yararına yorumlanması ilkesidir. Bunlara göre miras bırakanın ölüme bağlı tasarruflarını iptalden çok muhafaza etmek vasiyetçinin arzu ve iradesine daha uygun düşer’’ denilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/2204 Esas, 2007/3809 Karar
sayılı kararında : ‘’Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz. Mirasçılar vasiyetname geçersiz de olsa; miras bırakanın son arzularına saygı duyup, vasiyetnameye geçerlik tanıyabileceklerinden dava açılıp, iptal hükmü alınmadıkça bu vasiyetnameler geçerliliklerini korurlar. Dava yoluyla ölüme bağlı tasarrufun iptalini isteyebilmek için, dava tarihinde mirasçılık sıfatının kazanılmış olması şarttır. Vasiyetçi hayatta olduğu sürece, mirasçılar vasiyetnamenin iptali için dava açamazlar.’’ denilmiştir.
Miras Avukatlarınca Sıkça Sorulan Sorulara Cevaplar
Saklı Paylar, miras bırakanın ölüme bağlı bir tasarrufla ortadan kaldırması mümkün olmayan Kanuni miras payıdır.
Miras bırakan; sebepleri varsa, mirasçılarından birini veya birkaçını, Vasiyetname veya Miras Sözleşmesiyle, mirastan çıkarabilir.
Tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise, Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa. iptal davası açabilir.
Miras bırakanın vasiyetnamesiyle hakkı zarara uğrayan mirasçılar veya lehine vasiyet yapılanlar tarafından Vasiyetnamenin İptali Davası açılabilir.
Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üsten hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir.
Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılardır, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.
Mirasçılardan ve ilgililerden herhangi biri, terekenin mühürlenmesi de dâhil olmak üzere, terekeye giren malların tespitini isteyebilir
Mirasçılık Belgesinin Niteliği Ve Fonksiyonu Nedir ?
Avukatlarımızca Hazırlanan Diğer Yazılar
HANGİ ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERE FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ ÖDENMEZ ?
Üst Düzey Yöneticilere Fazla Çalışma Ücreti ve Hukuki Sorumluluklar Günümüz iş dünyasında, üst düzeydeki dağıtımlar, geniş bir sorumluluk aralığı ve kritik karar alma işlemleri ile işlerin gelişiminde önemli bir rol
Boşanma Davası Masrafı
2024’de Gaziantep’te boşanma davası masrafı, anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma davaları olmak üzere iki kategoriye ayrılır. Anlaşmalı Boşanma Davası Masrafları Anlaşmalı boşanma davalarında, taraflar boşanma konusunda anlaşmalı oldukları için dava
Ücreti Döviz Olan İşçinin Kıdem Tazminatı
Ücretli çalışanların iş sözleşmeleri belirli nedenlerle sonlandığında, aynı işverene bağlı en az 1 yıl çalışmışsa kıdem tazminatı hakkı vardır. Bu haktan yararlanabilmek için gerekli olan koşullar kanunla düzenlenmiştir. Hayatın olağan
En kısa zamanda nasıl boşanılır ?
Eşlerin en kısa zamanda boşanmaları için yapılacak ilk işlem açılacak olan davanın ANLAŞMALI BOŞANMA davası olması konusunda beraber karar almaları gerekmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Nedir Ve Şartları Nelerdir
Anlaşmalı boşanma davası, eşlerin boşanma konusunda anlaşmaya varmış olmaları durumunda açılan bir hukuki davadır. Bu tür bir boşanma davasında, eşler arasında mülkiyet, velayet, nafaka ve diğer boşanma ile ilgili konularda
Araç Değer Kaybının Ödenmesi İstemi Davası
Araç değer kaybı davası, haksız fiil eyleminin gerçekleştiği yerdeki mahkemede açılabilir. Yani Kaza Gaziantep’de gerçekleştiyse dava da orada açılır.
Trafik kazası sonrası araçta oluşan değer kaybı, kazaya karışan aracın tamir edilse bile piyasa değerinde bir kayıp oluşturabilir. İşte tam da bu aradaki değer kaybı davamızın konusunu oluşturur.
Araç sahipleri, bu kaybı tazminat olarak talep edebilir ve bunun için genellikle 2 yıllık bir süreleri bulunur.
Değer kaybı talebi adil bir şekilde hesaplanmalı ve talep edilmelidir. Genel olarak bilirkişiler aracın piyasa değerini bulup raporlama ile sonuca ulaşılmaktadır.
Haksız fiilden kaynaklanan bu tazminat davaları genelde varsa o ilede Türkeitici mahkemesi yoksa asliye hukuk mahkemelerinde görülür.
Gaziantep Avukat ve Hukuk Bürosu iletişim adresimizden de bizlere ulaşabilirsiniz.
Fatih Mah. Fevzi Çakmak Bulvarı No: 139 K:3 D:5 (Erguvan Apt. 21.Noter Üstü) Şehitkamil / Gaziantep
Gaziantep Adliye Asliye Mahkemesi İletişim Bilgileri
SANTRAL OPERATÖRÜ ÇAĞRI MERKEZİ : ( 0342 ) 321 36 36
Gaziantep Adalet Sarayı Ana Hizmet Binası : Zeytinli Mah. Turgut Özal Bulv. No:1/1 27500
GAZİANTEP ASLİYE CEZA MAHKEMELERİ | ||
GAZİANTEP 1 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2666 |
KALEM | 2667 | |
GAZİANTEP 2 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2672 |
KALEM | 2671 | |
GAZİANTEP 3 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2661 |
KALEM | 2662 | |
GAZİANTEP 4 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2451 |
KALEM | 2452 | |
GAZİANTEP 5 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2456 |
KALEM | 2457 | |
GAZİANTEP 6 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2528 |
KALEM | 2527 | |
GAZİANTEP 7 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2462 |
KALEM | 2462 | |
GAZİANTEP 8 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2282 |
KALEM | 2282 | |
GAZİANTEP 9 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2236 |
KALEM | 2237 | |
GAZİANTEP 10 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2291 |
KALEM | 2293 | |
GAZİANTEP 11 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2296 |
KALEM | 2297 | |
GAZİANTEP 12 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2301 |
KALEM | 2302 | |
GAZİANTEP 13 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2311 |
KALEM | 2312 | |
GAZİANTEP 14 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2317 |
KALEM | 2317 | |
GAZİANTEP 14 ASLİYE CEZA MAH. 2 KLM | MÜDÜR | 2306 |
KALEM | 2307 | |
GAZİANTEP 15 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2320 |
KALEM | 2322 | |
GAZİANTEP 16 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2326 |
KALEM | 2327 | |
GAZİANTEP 17 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2331 |
KALEM | 2221 | |
GAZİANTEP 18 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2338 |
KALEM | 2337 | |
GAZİANTEP 19 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2141 |
KALEM | 2343 | |
GAZİANTEP 20 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2346 |
KALEM | 2347 | |
GAZİANTEP 21 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2631 |
KALEM | 2634 | |
GAZİANTEP 22 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2651 |
KALEM | 2654 | |
GAZİANTEP 23 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2641 |
KALEM | 2642 | |
GAZİANTEP 24 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2646 |
KALEM | 2647 | |
GAZİANTEP 25 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 3112 |
KALEM | 3112 | |
GAZİANTEP 26 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 3122 |
KALEM | 3121 | |
GAZİANTEP 27 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2351 |
KALEM | 2353 | |
GAZİANTEP 28 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2358 |
KALEM | 2357 | |
GAZİANTEP 29 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2380 |
KALEM | 2362 | |
GAZİANTEP 30 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2367 |
KALEM | 2367 | |
GAZİANTEP 31 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2780 |
KALEM | 2780 | |
GAZİANTEP 32 ASLİYE CEZA MAH. | MÜDÜR | 2785 |
KALEM | 2785 |