Hekim (Doktor) Hatası Nedeniyle Açılacak Tazminat Davasının Hukuki Dayanağı -Hekim İle Hasta Arasındaki İlişkinin Hukuksal Niteliği
Doktor hatası nedeniyle açılacak tazminat davasında tıbbi müdahalenin yapıldığı yer ve niteliğe göre uygulanabilecek birden fazla hukuki ilişki ve dayanak vardır. Bunlar vekâlet sözleşmesi, eser sözleşmesi, vekâletsiz iş görme, haksız fiil veya hizmet kusuru olabilir.
Hekim hatası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında hasta ile hekim ve hastane arasındaki ilişkinin hukuki niteliği, sorumluluk esasının belirlenmesi, tazminatın dayanağı ve kapsamı ile ispat yükü açısından önem arz etmektedir. Zira belirlenecek hukuki dayanağa göre davanın tarafları, dava açma süresi, davanın açılacağı mahkeme gibi hususlar değişkenlik göstermektedir.
Hekim hatası nedeniyle açılacak tazminat davasının hukuki dayanağının tespiti için öncelikle hastanın tedavi için başvurduğu hastanenin özel hastane mi yoksa kamu hastanesi mi olduğu veya bağımsız çalışan hekime doğrudan başvuru mu yapıldığı belirlenmelidir. Bu belirleme ile hukuki dayanak tespit edilip, açılacak davanın temeli oluşturulmalıdır.
Örnek vermek gerekirse kamu hastanesinde, kamu görevlisi bir hekimin yaptığı tıbbi uygulama hatası varsa, açılacak dava, hizmet kusuru nedeniyle idari yargı mercilerinde açılmalıdır. Ancak eğer özel hastanede veya bağımsız çalışan hekimin işyerinde yapılmışsa bu halde adli yargı mercilerinde dava açılmalıdır.
Doktor Hatası Tazminat Şartları
Hekim ile hasta arasında bulunan hukuki ilişkinin genelde sözleşme niteliğinde olduğunu belirttik. Bunun dışında hekimin sorumluluğu dolayısıyla doktor hatası nedeniyle tazminat bazı durumlarda haksız fiil sorumluluğuna bazı durumlarda ise vekaletsiz iş görmeye de dayanabilmektedir.
Biz bu makalemizde yalnızca uygulamada sıkça karşılaşılan, hekimin vekalet sözleşmesinden doğan sorumluluğunu inceleyeceğiz. Hekimin sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmemesi halinde sorumluluğu doğacaktır ancak bu sorumluluğun bazı şartları bulunmaktadır.
Doktor hatası nedeniyle hekimin sorumluluğunun doğabilmesi için; bir sözleşmenin varlığı, sözleşmenin ihlal edilmiş olması, ihlalde hekimin kusurunun olması, hastanın ihlal nedeniyle zarara uğramış olması ve zarar ile kusurlu fiil arasında illiyet yani nedensellik bağının olması şarttır.
Sözleşmenin ihlal edilmiş olması, hekimin sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmemiş olmasını ifade eder. Doktorun asli borcu hastalık tanısı koymak ve tedavi etmektir. Hastalık tanısı koymada özen göstermeyen, gerekli araştırmaları yapmayan, mesleki eksikliği nedeniyle araştırmaları yanlış yorumlayan, mesleki acemilik gibi nedenlerden ötürü bu borcu ihlal etmesi hukuki sorumluluğunun doğmasına sebebiyet verebilir.
Sözleşmeyi ihlal eden davranışta hekimin kusurunun bulunması gerekmektedir. Bu kusur kast veya ihmal sonucu ortaya çıkabilir. Gerekli özeni göstermemesi ihmalini doğururken, bilerek ve isteyerek sözleşmeyi ihlal etmesi kastını doğurur.
Hekimin kusurlu olarak sözleşmeyi ihlal etmiş olmasından dolayı hastanın zarar görmüş olması gerekmektedir.
Hastanın gördüğü zarar ile hekimin davranışı arasında illiyet bağının yani nedensellik bağının var olması bir diğer şarttır.
HANGİ TIBBİ HATALAR NEDENİYLE HEKİME YA DA HASTANEYE KARŞI TAZMİNAT DAVASI AÇILABİLİR?
Hastanın tedavi için başvurmasından itibaren hekim ve hasta arasında bir ilişki kurulmuş olmaktadır. Hastanın hastalığı ya da durumu hakkında teşhis konulması, ardından tedavi uygulanması ve tedavi sonrası bakım ve kontrol aşamalarında hekim ve hastanenin yaptığı eylem ve işlemlerinden dolayı tazminat sorumluluğu gündeme gelebilir.
Teşhis aşamasında;
- Teşhisin yanlış konulması,
- Hasta öyküsünün yeterince araştırılmaması,
- Muayenenin dikkatli ve özenli yapılmaması,
- Bulguların hiç veya gereği gibi değerlendirilmemesi,
- Gerekli tahlil ve tetkiklerin yapılmaması nedenleriyle ortaya çıkan zararların tazmini için tazminat davası açılabilmektedir.
- Tedavi aşamasında;
- Tedavinin hiç yapılmaması,
- Yanlış tedavi yöntemi uygulanması,
- Tedavinin çağdaş tıp bilimi verilerine uygun olmaması,
- Hastaya yanlış ilaç verilmesi,
- Hekimin uzmanlık alanında olmayan cihazı kullanarak tedavi yapması,
- Hekimin tedaviyi bizzat değil de tecrübesiz ya da yetkisiz sağlık çalışanına talimat vermek suretiyle yaptırması nedeniyle ortaya çıkan zararlar,
- Tıbbi operasyon sırasında hastanın vücudunda yabancı cisim unutulması(makas, sargı bezi vb),
- Yanlış yere enjeksiyon yapılması,
- Tedavi edilecek hastaların karıştırılması suretiyle yanlış ya da gereksiz tedavi uygulanması,
- Tedavi edilecek organ ya da uzvun karıştırılması suretiyle başka organ ya da uzva müdahale edilmesi,
- Hijyen kurallarına uyulmaması nedeniyle enfeksiyon gelişmesi nedeniyle tazminat davası açılabilir.
Tedavi sonrası bakım ve kontrol aşamasında;
- Hasta takibinin yapılmaması nedeniyle ortaya çıkan zararlar
- Operasyon sonrası sıcak kompressin hasta üzerinde unutularak yanıklara sebebiyet verilmesi,
- Operasyon ya da travma sonrası gözlem altında tutulması gereken hastanın taburcu edilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlar,
- Hastaya tedavi sonrası süreçle ilgili gerekli bilgilendirme ve uyarıların yapılmaması nedeniyle ortaya çıkan zararlar nedeniyle tazminat davası açılabilir.
Hastanelerin organizasyonundan kaynaklanan zararlar;
- Hastanenin fiziki koşullarındaki yetersizlikler, örneğin hastanenin yeterince ısınmaması nedeniyle oluşan zararlar,
- Teknik araç gereç ve cihazların yetersizliği,
- Personel yetersizliği nedeniyle oluşan zararlar, örneğin nöbetlerin uzun süreli olması kaynaklı personeldeki yorgunluk ve dikkat eksikliği, hastalara gerekli özenin gösterilememesi ve zaman ayrılamaması,
- Sıra beklemeye bağlı olarak oluşan zararlar,
- Araç gereçlerin bozulmasına bağlı hatalar,
- Hasta yatağına bağlı gelişen zararlar nedeniyle tazminat davası açılabilir.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın